Bursaspor’un jokeri Ertuğrul İdris Furat: Büyük takımın ligi olmaz!

Bursaspor’un yeni transferlerinden forvet Ertuğrul İdris Furat, SporBursa’ya önemli açıklamalar yaptı. Genç golcü, “Ben öncelikle santraforum, ama hücum bölgesinde 4 mevkide de oynarım” dedi.

Fotoğraflar: ERCAN ATAL

Bursaspor’un yeni transferlerinden Ertuğrul İdris Furat, SporBursa’ya önemli açıklamalar yaptı. Genç golcü, “Ben öncelikle santraforum, ama hücum bölgesinde 4 mevkide de oynarım” dedi.

Esenler Erokspor’dan transfer edilen 24 yaşındaki forvet, SporBursa Genel Yayın Yönetmeni Serkan Yetişmişoğlu’nun sorularına samimi yanıtlar verdi ve "Büyük takımın ligi olmaz. Bursaspor her zaman büyüktür" ifadesini kullandı.

“ERTUĞRUL İSMİMİ KULLANIYORUM”

-Sevgili Ertuğrul İdris Furat, öncelikle bizi kırmadığın için teşekkür ediyoruz. İki ismin var, sen hangi ismini kullanıyorsun? Takımda bir de Ertuğrul Ersoy var.

Ertuğrul ismimi kullanıyorum. Evet, takımda 2 Ertuğrul olduğu için bana İdris veya “İdo” diyorlar. Dışarıda genelde Ertuğrul diyorlar.

 

-Ertuğrul futbola nasıl başladı?

Ben de her genç gibi futbola mahallede, sokak aralarında başladım. 6-7 yaşlarımda eve sokamazlardı beni, çünkü sürekli dışarıda top oynardım arkadaşlarımla…

 Sonrasında okula başladık. Okulda beden eğitimi derslerinde futbol oynarken beden eğitim hocalarımın gözüne çarpmışım. Oradan okul takımına seçildim ve okul takımıyla turnuvalara gittim.

Kulübe geçtikten sonra buraya kadar bir yolculuğumuz oldu.

-İlk hocanı hatırlıyor musun?

Aslen Rizeliyim, ama İstanbul’da büyüdüm. İllkokulda beni keşfeden hocam Sacit Yılmaz vardı. Kendisi arkamda durmuş ve amatör takıma göndermişti. Sacit Hocam, “Kesinlikle bir kulüpte var olmalısın” dedi.


“HOCAM ALTYAPIDA BENİ FORVET OYNATTI”

-İlk dönemden itibaren forvet mi oynuyorsun?

İlk başladığımda hocam beni forvet olarak oynatıyordu.

Ondan sonra, onun tanıdığı bir hoca vasıtasıyla bir kulübe gittim ve 10’lu yaşlarımda lisansım çıktı ve santrafor olarak başladım. Sonrasında o yaşlarda diğer takımlardaki fizik farkından dolayı -o zaman fiziğim çok iyi değildi- sonuçta forvet olarak başladım.

 İyi bir sezon geçirmiştim, ama sonrasında yeni gelen hocamız orta saha olarak oynatmıştı.

Oradan 12-13 yaşlarımdan 18 yaşıma kadar hep orta saha oynadım amatör liglerde... Sonrasında Esenler Erokspor’da 18 yaşıma kadar altyapıda  oynadım.

O dönem, hocam, “Sen hızlısın forvet oynarsın” dedi ve santrafora koydu. O sezon elit akademi liglerinde 20 maçta 17 gole katkı yapmıştım. Sonra A takıma çıktık, profesyonel sözleşme imzaladım. Santrafor olarak devam ettim. Sonrasında yeni gelen hocalarım her yerde oynayabilme özelliğimi görüp her tarafta faydalanmayı istediler.

Ondan sonra, santraforla birlikte sağ ve sol kanat ile forvet arkasında oynadım.

Yani, hücumun her bölgesinde oynayabilme özelliğine sahibim.

 

HÜCUMDA TİMSAH’IN JOKERİ…

 -Aslında futbolda senin gibi oyunculara “joker” deniyor. Hocaların da elini rahatlatıyorsun. Nerede gerekiyorsa orada seni değerlendirmesi aslında çok değerli… Adeta İsviçre çakısı gibi çok önemli bir özelliğe sahipsin.


“GEÇEN SEZON SAĞ KANATTA DAHA ÇOK OYNADIM”

Asıl mevkim santrafor, ama geçen sezon 1. Lig’de sağ kenar mevkinde daha fazla oynadım. Çünkü 1. Lig’de yabancı gerçeği var. Benim önümde en az 5 yabancı vardı. Ona rağmen hocalarım, takım için nerede ihtiyaç olursa o tarafta oynattı.

Ama geçen sezon sağ kenarda daha ağırlıklı oynadım.


“KENDİMİ KANATTA DAHA RAHAT HİSSEDİYORUM”

-Bu sezon “hocam nerede görev verirse orada oynarım” mı diyorsun?

Aynen öyle… Yani ben buraya gelirken hücum bölgesinde oynamak için geldim. Sizin de söylediğiniz gibi sağ, sol kenar ve santrafor benim için aynı elbette… Ama ben kendimi kanatta daha rahat hissediyorum.

Hocamız nerede uygun görürse orada oynarım. Forvet arkası da olur. Kısacası hücumun her bölgesi olur. Ben oynamaya hazırım.

-Kanatta oynarken ileri geri gidip gelme konusunda kendine güveniyor musunuz?

Tabii tabii güveniyorum.

“İKİSİ ARASINDA ÇOK FARK VAR”

-Yani 3-2-4-1 sisteminde ofansif dörtlünün sağında oynayabilir misiniz?

İlk defa Bursaspor’da ben; üçlü savunma ve beşli sistemde kanat bek olarak denendim.

Normalde kenar oyuncusuyum. Bu sistemde de çok zorlanacağımı düşünmüyorum. Efor konusunda sağ açık oynamakla kanat bek oynamak arasında çok fark var. Çünkü, bu sistemde ekstra olarak defansa geliyorsunuz. Ama hocamız bu özelliği bizde gördüyse, bize de oynamak düşer.

 

-1.Lig deneyimine sahipsin. Erokspor’da oynarken Bursaspor’dan devre arasında teklif almıştın, ama olmadı.

 

“DEVRE ARASINDA GELMEYİ ÇOK İSTEMİŞTİM”

Evet, devre arasında gelmeyi çok istemiştim. Özellikle kendi hocamla da bizzat görüşmüştüm. “Hocam lütfen izin verin. Kolaylık yapın ben ayrılayım” diye. Ama olmadı.


"BÜYÜK TAKIM HER ZAMAN BÜYÜK TAKIMDIR"

Çünkü, Bursaspor Türkiye’nin beşinci şampiyonu… Onun için büyük takımın ligi olmaz! Büyük takım her zaman büyük takımdır.

Geçen sene Bursa’da gördüğüm bu atmosferi; Galatasaray ve Fenerbahçe de bile çoğu maçta görmedim! Bir de Timsah Arena’da kapalı gişe oynanan maçları da gördüm televizyonda…

Zaten her futbolcunun hayali, tamamen dolu tribünlerin önünde oynamaktır. Erzurum kampında Sarıyer ile maç oynadık. Buna bile tarafımız 1.300 kilometrelik yoldan geldi. Böyle bir taraf karşı oynamak çok heyecanlı… Ben de onun için “büyük takım büyük takımdır, ligi olmaz” diyerek Bursaspor’u seçtim.

Çünkü arkanızda 45 bin taraftarımız olacak. Yani bunu, taraftarsız ve iyi taraftara sahip şekilde oynayan futbolcular daha iyi anlayacaktır.

“YORULSANIZ DA TARAFTAR İTİCİ GÜÇ OLUR”

Özellikle yorulduğunuz zamanlarda bile o taraftar size itici gücü olur.

Oyuncu, dolu tribünler önünde oynarken, yorulsa da yorgunluğunu hissetmez! Yine böyle bir atmosfer olacak. Onun için taraftarın işimizi çok kolaylaştıracağını düşünüyorum. Dediğim gibi, büyük takımın ligi olmaz! O yüzden kim ne dersin, benim nezdimde beşinci büyük Bursaspor’dur.



“EROKSPOR’LA GELDİĞİMİZDE SERTAÇ ÇAM İLE BURSASPOR TARAFTARINI KONUŞMUŞTUK”

-Daha önce Bursaspor’a karşı oynadın mı?

Evdet, iki kere Bursaspor karşı oynadım, 2. Lig’deyken hatta Sertaç Çam ile birlikte Erokspor’dayken oynadık. O zaman Bursaspor düşüşteydi. Taraftarı çok yoktu stadyumda gençlerle oynuyordu. Yanlış hatırlamıyorsam 7-8 bin taraftarı vardı Timsah Arena’da…

O zaman Bursa’ya geldiğimizde soyunma odasında Sertaç Abi ile şöyle bir diyaloğumuz oldu maçtan sonra:

 “Şu taraftarı bir arkana alsan, düşünsene neler olur?” diye…

O 7-8 bin taraftarın tezahüratı bile bizi çok etkilemişti!


-Bursaspor’dan ilk transfer teklifi geldiğinde ne hissettin?

İlk temasım geçen sezonun ortasında oldu. Ondan sonra irtibat kopmadı aslında. Biz zaten iletişim halindeydik. İş ciddiye bindiği zaman ilk başta ailemle ve arkadaşlarımla konuştum.

Herkes şunu söylüyordu:

“Türkiye’nin beşinci şampiyon takımına gidiyorsun.” Ben ilk önce algılayamadım. Her futbolcu Bursaspor gibi büyük bir takımda oynayamaz, her futbolcu da buraya gelemez! O nedenle beni seçtikleri için çok teşekkür ediyorum yönetime…

Transferim olunca çok heyecanlandım. Hemen Bursaspor’un eski maçlarını açtım. Nasıl bir tribüne karşı oynayacağıma baktım. Çok heyecanlandım ve bu heyecanım da devam ediyor.

 

-Tünelden sahaya çıkarken neler hissedeceksin? O ilk günün hayalini kuruyor musun?

Tabii aklıma geldikçe sosyal medyadan, taraftarın koreografilerine, tezahüratlarına bakıyorum. Bu tablo bizi motive ediyor. Yani Erzurum kampında antrenmanda bile motive ediyor.

Eskişehirspor hazırlık maçında, Türkiye’nin en büyük iki camiası bir araya gelecek. O tünelden çıkınca neler hissederim, onu da düşünerek uyuyorum.


-Bir lakabın var mı? Tribünler seni nasıl çağırsın istersin?

Bir lakabım yok. Beni Ertuğrul diye çağırsınlar yeter…

 

-Takımda 3 santrafor var. Geçen seneden Kaptan Muhammed Demir, Emrehan Gedikli ve sen… Bu tatlı bir rekabet için neler düşünüyorsun?

Yani dediğiniz gibi tatlı bir rekabet olacak ve ben her gittiğim takımda, önümdeki oyuncudan bir şeyler öğrenebilmeyi çok isterim ve çok severim.

Geçen sezon özellikle önümde, Süper Lig’den tecrübeli isimler, hatta İngiltere’den de vardı. Baktığınızda; kendisi benim önümdeydi. Ben, ondan ne kapabilirim, kendimi nasıl geliştirebilirim diye bakıyorum.

Bugün her oyuncunun farklı özelliği var. Mesela, Muhammet Abi zaten kendini yıllardır her yerde kanıtlamış bir oyuncu… Kendisini Süper Lig’den beri takip ediyorum. Muhammet Kaptan, saha içinde ve dışında bize çok yardımcı oluyor. Kendisinden öğreneceğimiz çok şey var.

 

“BENİM DE FARKLI ÖZELLİKLERİM VAR”

Aynı şekilde Emrehan’ın da farklı özellikleri var; dönüş, vuruş ve bitiricilik gibi...

Tabi onların yanında, benim de farklı özelliklerim var.

-Peki, kendini nasıl tanımlarsın? Senin forvet özelliklerinin sana göre artıları ve eksiler neler?

Şöyle söyleyeyim; ben baskı yapmayı çok severim. Rakip stoperlerin oyun kurmasını engellemek, sürekli baskı halinde olmak gibi…

Arkaya koşu yapmayı çok severim. Kenardan gelen ortalara kafa vurmayı çok severim.

“DEFANS ARKASI KOŞULARIM ÖN PLANA ÇIKAR”

Kendimi ön plana çıkaracak olan özelliğim ise, bence defans arkası koşullarıdır.

Onun haricinde de dediğim gibi tüm defans hattına baskı yapma özelliğimi çok seviyorum.

 

“ADEM HOCA ÇOK DONANIMLI BİR TEKNİK ADAM”


-Adem Hoca ile 8 Temmuz’dan bu yana çalışıyorsunuz. Hocayla ilgili neler söylemek istersin?

 

Adem Hoca gerçekten çok donanımlı ve çok bilgili bir hoca, ekibiyle beraber… Şu an yeni bir sistem üzerinde çalışıyoruz. Onun haricinde, benim birden fazla mevkide oynama özelliğim olduğu için her mevkiye farklı adapte olmam ve ona göre bilgi almam gerekiyor.

Mesela, saha dışında sorularımız oluyor ve hocalarımız tereddütsüz bir şekilde sorularımızı çok iyi cevaplıyor ve kafamızda soru işareti bırakmıyorlar. Bence bizim başarıya götürecek en büyük sebeplerden biri de bu olacak.

Çünkü hocamız çok donanımlı ve herhangi bir soru sorduğumuzda çok rahat bir şekilde kafamızdaki soru işaretlerini gideriyor.

 

“SİSTEMLERE ADAPTASYON SORUNUMUZ YOK”

 

-Örneğin Sarıyer maçını ele alırsak, Adem Hoca’nın, genelde 3-2-4-1 gibi bir sistemi benimsediğini görüyoruz. Bu sistem, bazen 3-4-3’e evriliyor. Bazen de 4-1-4-1 oluyor. Hoca maç içinde sistem değiştirmeyi seven bir teknik adam. Maçta bu geçişler nasıl oluyor?

Özellikle bu geçişleri yapabilmeniz için oyuncuların birden fazla mevkiye iyi adapte olması lazım.

Çünkü 3-4-3 dediğinizde; sağ kanattaki adam 3-5-2’ye döndüğü zaman 5’linin sağ kenarı olabilmeli. Zaten hocalarımızın transfer yaparken öncelikleri de bu oldu. Birden fazla mevkide oynayabilen oyuncuları seçtiler. O yüzden adaptasyon konusunda hiçbir oyuncunun sorun yaşadığını görmedim.

Şu an her şey oturma aşamasında. Önümüzde 3 maç daha maç var. Bekleyip hep beraber göreceğiz, bunun nasıl bir sonuç vereceğini… Ama ben umutluyum.

 


KAPTANIMIZ MUHAMMET DEMİR’İN ARAMASI ÇOK HOŞUMA GİTTİ

-Takımda hava ve arkadaşlık nasıl? Nasıl bir ortam umuyordun, nasıl bir ortam buldun?

Gelirken, beklediğimin aksine şeyler olacağını düşünüyordum. Ama geldiğimde o soru işaretleri tamamen kalktı. Örneğin, ben daha takıma gelmeden önce Kaptanımız Muhammed Abi beni aradı.

Çok hoşuma gitmişti. Çok iyi bir hareket. Kendisi aradı ve takım hakkında bilgiler verdi, kendisini tanıttı. Ondan sonra da “başarılar” dedi ve kapattı. Zaten benim ön yargılarımı komple kalktı. Muhammet Abi geldikten sonra sağ içinde ve saha dışında bize çok ciddi yardımı dokunuyor. Özellikle ben farklı şehirden geldiğim için her konuda yardımcı oluyor.

Takım içinde muhteşem bir aile havası var. Hiç bu kadarını beklemiyordum.

 

-Peki bu sene bir hedefin var mı? Kafanda “şu kadar gol atarım, şu kadar asist yapabilirim” diye bir tahminin var mı?

Zaten her futbolcu savaşmaya geldi. Bizim amacımız tabii ki bu büyük camiada kendimizi kanıtlayıp, gol atıp ve attırıp takımı başarıya taşımak istiyoruz. Önemli olan takımın başarısı, biz çok gol atmasak da olur.

Yeter ki Bursaspor şampiyon olsun.

Tabii ki bizim de buraya gelirken hedefimiz; gol ve asist toplamı olarak 10 gol üzeri bir katkı sağlamak. Yani ben bencil bir oyuncu değilim. Asist ve gol katkısıyla ben kendime bir hedef koyuyorum. Ama santrafor olduğum için gol atma benim için daha değerli.

Dediğim gibi önceliğim Bursaspor’un şampiyonu olması, sonra kendimize bakarız.



“GOL ATINCA ELLERİMİ AÇAR KOŞARIM”

-Kendine özgü bir gol sevincin var mı?

Gol atınca ellerimi iki yana açar koşarak devam ederim.

 -Küçükken bir idolün var mıydı? Yabancı ya da yerli…

Küçükken tabi sfer olduğum için sonradan orta işte kenar menar derken öyle birden fazla idol idolümüz oldu

Farklı mevkilerde oynadığım için birden fazla idolüm vardı.

David Beckham ve Zidane’ı çok seviyordum. Ama Zidane’ın dönemine çok yetişemedim.

Süper Lig’de ise Alex ve Batalla tarzı 10 numaralar dikkatimi çekerdi. Ama santrafor olarak Türkiye’den bir idolüm yoktu.

 

“TARAFTARIMIZIN DESTEĞİ EKSTRA MOTİVASYON SAĞLAR”

-Bursaspor taraftarı 41 bin ortalamayla geçen sene Türkiye ikincisi oldu. Dolu tribünler önünde oynamak sana ekstra motivasyon sağlıyor mu? Yoksa baskı yaratır mı?

Her durumun avantajı ve dezavantajı olur. Tabii ki taraftarımızın büyük desteği başlangıçta bizim için avantaj olacak. Ama oyuncu, hatalar yaparsa baskı hissedebilir. Fakat ben burada öyle bir şey olacağını düşünmüyorum. Çünkü takımda herkes tecrübeli. Bu ligin ve üst ligin tecrübesine sahip olan oyuncular var kadroda…

Ben tamamıyla taraftarın desteğini arkamıza alıp bize ekstra bir şekilde motivasyon sağlayacağına inanıyorum. Ama başka takımlarda, dolu taraflara karşı oynamak belki onları eksiye de götürebilir. Ancak bizde öyle bir sorun olacağını düşünmüyorum.




-Taraftardan özel mesajlar alıyor musun?

Özellikle ocak ayında, devre arasında ilk kez transfer haberi çıktığında Instagramdan o kadar çok mesaj geliyordu ki, telefonumu sessize almak durumunda kaldım. Çünkü mesaj geldikçe, telefonum hep titreşim halinde oluyordu ve sürekli dıt dıt dıt dıt  yapan cebim sağa sola dönüyordu. Kendilerine çok teşekkür ediyorum zaten bu da benim gelmeme çok olumlu yönde etkiledi Sonuçta sizi isteyen önemli bir camia var.

Böyle olunca hemen gözünüzde şöyle şeyle canlanıyor: “Eğer daha gelmeden ilgi böyleyse, geldikten sonra nasıl olur acaba?” diye.

Bunları düşünmeden duramıyorsunuz. Ama dediğim gibi ilk adım gündeme geldiği andan itibaren çok destek mesajı aldım.




“EL ELE VERELİM, HEP BİRLİKTER SÜPER LİG’E DÖNELİM”

-Son olarak buradan kameraya bakarak taraftarlara nasıl mesaj vermek istersin?

İnşallah bu sene de şampiyon olacağız. El ele verelim. Hep beraber stadyumda siz bizi desteklemeye devam edin. Biz de saha içinde elimizden geleni yapalım ve Bursaspor’u hak ettiği yer olan Süper Lig’e hep beraber döndürelim.

-Bu güzel röportaj için çok teşekkür ederim Ertuğrul İdris... 

Röportajın tamamını izlemek için...