Öldürmeyen darbe güçlendirir mi?
Bursaspor, evinde “kesin kazanırım” diye baktığı Muşspor maçını az kalsın kaybediyordu!..
Aslında bu
maçtan; ligde alınan ilk beraberlikten çıkarılacak çok ders var…
Öne
geçmişken 2. golü atamayınca, özellikle ikinci yarıda işler hiç de iyi
gitmiyor!
Buna “Timsah’ın
ikinci yarı sendromu” adını takmak gerek.
Bakınız;
Isparta
maçının ikinci devresinde kaybedilen maç…
Kırklareli
deplasmanında ikinci yarı yenen 2 gol…
Aksaray’da
devreye 2-0 önde girmişken yenen baskı ve 1 gol ve maçı zar zor 2-1 galip bitirmek…
Tamam, son 3
karşılaşmada çok önemli eksikler vardı.
Hele bu
hafta kulübe, Bursaspor’un son 1,5 yıldaki en zayıf kulübeydi.
Sadece
Zeki girdi ve penaltıyı yaptırıp kulübeden katkı verdi.
Ama işte,
sonlarda oyundan düşen Bursaspor, en kritik anlarda öldürücü darbeyi vuracak
baskıyı kuramıyor.
Oyunu da
rakip sahaya yıkamıyor!
Hal böyle
olunca, Bursa’ya beraberlik parolasıyla gelen rakiplerin biti kanlanıyor!
Adamlara cesaret geliyor, kafalarında, “biz bu maçı alırız” düşüncesi oluşuyor.
FİŞİ
ÇEKEMEYİNCE BÖYLE OLUYOR
İşte önemli
olan, işi baştan sıkı tutup, en az 2 golü atıp rakibin direncini kırmak ve moralini
bozmak…
Ama sen fişi çekemezsen, elin oğlu 1-0 geriden gelip 2-1 öne geçer!
Sonra
beraberliği yakalamak için çabala, tırmala dur!
Bakın 2 kritik
soru soracağım size:
-İstanbul
maçından sabıkalı(!) hakem Burak Pakkan, 66’da skor 1-1’ken Hamza Gür’ün istemeden Onur’un ayağına
basmasına penaltı verse ne diyeceksin? (merak edenler Sıfır TV youtube’tan
bakabilir)
-Zeki
Dursun’un 72’de düşürülmesi gerçekten penaltıydı. Ama hakem ya vermeseydi ne
olacaktı?
Onun için,
işi şansa ve son dakikalara bırakmayacaksın.
8
NUMARADAN ÖN LİBERO…
Maçın başına
dönersek…
Tahsin Tam,
ilk kez orijinal 6 numara olmadan çıktı.
4-2-3-1
sisteminde, Tunahan Ergül’ü ön liberoda, Hakkı Türker’i de 8 numarada
başlattı (iki 6 numara; Musa 83’te girdi, Sefa zaten sakattı).
Tunahan ve
Hakkı çıkıncaya kadar bence çok iyi mücadele ettiler.
Fakat, Muş,
ikinci yarıda bizim orta sahayı ekspres otobüs gibi, hiç bekleme yapmadan
geçti!
Ataklarını
kesemedik!
HÜCUMDA
CESUR VE FARKLI KURGU
Tam’ın,
öndeki ofansif dörtlü kurgusu da iyiydi.
Sağda
Sertaç Çam, sol kanatta Ertuğrul İdris Furat (ki bence çok çalıştı. Kanatta
daha verimli oldu), 10 numarada solak İlhan Depe ve ileri uçta da Muhammet
Demir.
Nitekim, Sertaç’ın
sağdan bindiren Hamza Gür’ü kaçırması ve joker Hamza’nın da Muhammet’in
kafasına nefis bir “asist” kesmesi süperdi.
Kaptan da
kafayı güzelce yere çarptırıp kaleciyi acayip avladı.
Zaten maçta
kaleyi bulan bu ilk şut da gol oldu.
İlk yarıda
sadece 3’te 2 isabetli şut, üretkenliğin azlığını zaten gösteriyor.
“İKİNCİ YARI
SENDROMU” OLUŞTU
Muş da 3’te
0 şutla içeri girdi.
Fakat dedik
ya; “gece ve gündüz gibi olumsuz yönde değişim” yine kendini gösterdi ve
bu sendrom az kalsın 3 puana patlıyordu!
Muş hamlelerinden Ersel ve Bursalı Tuğkan’la sonuç alınca, işler tersine döndü.
Hatta kaleyi bulan ilk şutları gol oldu.
Bir topları da yan direkten döndü.
Geçen sezon kalenin
önüne otobüsü çeken Doğu Anadolu ekibi, bu kez hücumu daha çok düşündü; Timsah’ın
zaaflarından iyi yararlandı.
İşte orta
sahada adamların Heykel önünden geçer gibi elini kolunu sallaya sallaya geçmesine engel olmak gerek!
Muş, ikinci yarıda
10 şutta 3 isabetle 2 gol buldu.
Bursaspor ise
ikinci yarıda 6’da 3 isabetli şutla penaltıdan gol attı.
Muş, 13’te
3 isabetle oynarken, Timsah 9’da 5 isabetli şutta kaldı.
MAÇIN
ADAMI ANIL ATAĞ İSE GERİSİNİ SİZ DÜŞÜNÜN
Allah’tan
kaleci Anıl, mutlak 3 golü önledi de maçın farklı kaybedilmesinin önüne geçti.
Bence “maçın
adamı Anıl Atağ” idi.
Zaten bir
takımın kalecisi maçın adamı ise o takım iyi oynamamış demektir!
Yine de kazanılan
1 puan, bizi maç fazlasıyla da olsa lider yaptı.
Pazar günü
alınacak sonuçlara göre sıralama değişebilir. Ama önemli olan devreye kadar zirvedeki
grubun içinde olmak.
Evinde 40
bin taraftarının desteği (hem de cumartesi akşamı) varken, işi erkenden çözmek lazım.
OYUNCU
ISLIKLAMAK NEDİR?
Bir de
Sertaç Çam’ı çıkarken ıslıklayanları anlayamadım gitti!
Futbol
bu; gol de kaçar, hata da olur.
Allah’tan
Teksas, Sertaç’ı kulübeyken çağırıp işi tatlıya bağladı da mevzu fazla büyümedi.
Böyle her
hafta birine takıp onun moralini bozarsak, hangi kadroyla şampiyonluğa
koşacağız arkadaşlar.
Biraz
daha sakin lütfen!
KİME, NE
FAYDASI VAR?
Uzatmalarda
korner kullanacak rakip oyuncuya su bardağı atmanın kime faydası var?
Daha çok,
vakit geçirmeye çalışan onların ekmeğine yağ sürdük!
Zaten son
dakikalarda yine yatanlar kalkmadı, zamana oynadı!
Tabii ki Muş
taraftarının ettiği küfürleri, rövanşla igili yaptıkları alaycı tezahüratları
da görmedik sanmayın!
Çoğu
Bursa’da yaşayan bu arkadaşlar, o meşaleleri, çatapatları, torpilleri stada
nasıl soktular acaba? Bunu da yetkililere sormak gerek.
Ayrıca 15-16
yaşındaki çocuklara farklı muamele yapılmasını da kabul etmek mümkün değil.
Öyle ki, ikinci
yarı başlarken yaşanan bu hengame, tribünlerin ve futbolcuların maça olan
konsantrasyonunu da olumsuz yönde etkiledi.
BÜTÜNLEŞME
TABLOSU ÖNEMLİYDİ
Maçın sonunda
kaptanların takımı orta yuvarlakta toparlayıp genel bir değerlendirme yapması
güzel bir gelişmeydi.
Bu tablo;
takımın sıkıntılı anlarda bütünleşebildiğini ve daha iyi olmak için birbirine
söz verdiğini göstermesi açısından çok önemliydi.
Bütün
eksiklere karşın, devreye kadar 7 maçta daha bu Timsahlar savaşacak!
Çarşamba
günkü kupa maçını düşünmüyorum. Yasak savarcasına oynayıp gelmeliyiz.
Asıl
önemli olan pazar günü K.Maraş İstiklal maçını kazanıp yine zirveye ortak
olmak.
O zaman
şöyle bitirelim…
Hani ünlü bir
söz vardır;
“Öldüremeyen
darbe güçlendirir!” diye…
Evet,
futbolcu kardeşlerim;
Bu 2
puanlık darbe, sizi güçlendirdi mi, hedefe ve birbirinize daha çok kenetledi mi?
Bunu da bize haftaya pazar gününden itibaren gösterin lütfen…