Pablo Martin Batalla’nın ardından Bursaspor’un başına geçen Adem Çağlayan, geçen sezonun son 7 maçında görev yaptı. Bursaspor’a geldiğinde ilk açıklamaları; önde basan, oyunun ofansif yönünü etkili oynayan, coşkulu bir takım ifadelerini içeriyordu.
'Pablo’nun kısırlaşan ve ezberlenilen oyun planı sonrası,
Adem Çağlayan’ın ofansif olarak daha çok şey vaat eden sözlerinin testini bu
sezon göreceğiz' diye geçen yılki faslı çok uzatmadık.
Bu sezon hazırlıklarına başlamadan tam takım Adem Çağlayan’ın
elinin altındaydı. Önce Bursa, sonra Erzurum sonra yine Bursa etabındaki sezon
hazırlıkları neticesinde lige girdik.
İlk maç Malatya’da futbol olarak test maçı değildi.
Yeni Malatya takımı -30 puanda ve genç takımla mücadele ediyor.
İkinci maç Bursa’da 1461 Trabzon; oyun olarak tekledik ama tek
golle skoru bulduk ve 3 puanı aldık.
Üçüncü maç Mersin deplasmanında, 24 saat önce toplanan
teknik heyet ve takıma karşı 1-0 kazandık ama oyun yine bizi tatmin etmedi.
Dördüncü maç Arnavutköy mücadelesi, erken gelen iki golle
daha rahat bir oyun oynadık. 3-1 kazandık ve oyun olarak da bazı işaretleri
olumlu gördük. Umutlandık.
Beşinci maç 17-18 yaşındaki gençlerden oluşan takımıyla Adana
deplasmanında 6-0 kazandık ama oyun olarak yine buruktuk.
Neden biliyor musunuz?
Çünkü Bursaspor, ne Adem Çağlayan’ın dediği coşkulu bir futbol oynuyordu, ne de önde basan, alan daraltan bir görünümü vardı. Üstüne üstlük, üçlü savunma bloğu ile kalemizde çok zor anlar yaşıyorduk.
İLK 5 MAÇ KREDİ DAHA FAZLAYDI...
Şöyle dedim hep; ilk 5 maçta daha kolay rakiplerle oynuyor
Bursaspor. Hocaya da takıma da biraz zaman verelim. Hem oyun sistemi ve
planları oturacaktır. İlk 5 maçtan sonra daha eleştirel bakmak, beklentilerimizin
karşılanıp karşılanmadığını görmek ve ona göre değerlendirmek gerekir.
İşte altıncı maç ve oyun olarak Bursaspor yine doyurucu
değildi.
ISPARTA ÖNÜNDEKİ TAKTİKSEL STRATEJİ...
Adem Çağlayan, Isparta önüne 3-1-4-2 gibi bir taktiksel dizilişle
çıktı. Rakip izlendi, sakatlar vs. değerlendirildi ve strateji oluşturuldu.
Bu stratejide Alperen Babacan, Ertuğrul Ersoy ve Taha
Babacan Yayıkcı’dan oluşan üçlü savunmanın önünde tek ön libero Sefa Narin var.
Orta alan dörtlüsünün sağında İlhan Depe (Sertaç Çam’ın
yerinde) oyuna başladı. Tayfun Aydoğan ve Tunahan Ergül merkezde, sol açıkta da
Barış Gök var.
Forvetimiz ise ikili; Emrehan Gedikli ve Sertaç Çam…
5 haftadır sağ açıkta beklenilen verimi sağlayamayan Sertaç,
genç Emrehan’ın etrafında verimli olabilir mi? Denemeye değer!
Sakatlıktan çıkman Muhammet Demir, başına dikiş atılan Hakkı
Türker, Musa Çağıran ve Hamza Gür yedek kulübesinde…
ISPARTA'YI BU KADAR CESUR BEKLEMİYORDUM
Isparta 32 Takımının birkaç maçını izledim. SporBursa YouTube Kanalımızda maç öncesinde de söyledim; çok etkili olan forvetleri var.
Skor yükünü de onlar taşıyorlar; Sinan Akaydın, Baran Başyiğit, Hasan Kaya… Sinan Akaydın
yedekler arasındaydı sonradan oyuna girdi, Ziya Alkurt sol kanatta görev yaptı.
Teknik Direktörleri Bülent Akan, 42 bin kişinin önünde Bursaspor’a
karşı böyle bir üçlüyle önde basar halde bir oyun kurgusun oynatmaz diye
düşündüm.
Ama oynattı.
Bursaspor’a karşı Bursa’da kaybetse kimse bir şey diyemez,
ama kazanırsa haftanın kahramanı olurdu. Ve kazandı.
Çok cesur bir futbol oynattı takımına.
Önde bastı, alan daralttı, yakın oynattı, her
noktada Bursasporlu futbolcuları birer gölge gibi takip ettirdi, rahat nefes
aldırmadı.
Adem Çağlayan’ın kurguladığı taktiksel strateji daha ilk
dakikalarda sarsılmaya başladı.
Dakika 25 olduğunda bu strateji tamamen yıkılmıştı. Çünkü
Isparta takımı inanılmaz direnç gösteriyor, oynatmıyor, oynuyordu.
Nitekim Çağlayan, bu sistemden vazgeçti.
Dörtlü savunmaya döndü. 4-1-4-1 gibi dizilişe geçti.
Barış Gök’ü geri çekti. İlhan Depe’yi Sağ açıktan sol açığa
aldı. Sertaç Çam’ı sağ açığa kaydırdı, Emrehan Gedikli tek forvet olarak kaldı.
Isparta’nın hızlı çıkışlarını, savunma arkasına veya savunma
arasına derin toplarını, kanatlardan gelişlerini bu düzen de durduramadı.
Isparta Takımı, alan daralttı, sahanın her yerinde anında
bastı, yakın oynadı. Orta alanda üstünlüğü aldı. İsabetli paslarla çıktı, uzun
toplarla kaleye geldi.
Maçın sonlarına doğru kalecilerinin bir kaç yatması dışında,
oyunu çirkinleştirmeden, oynatmamaya değil oynamaya dayalı bir zihniyetle
sahada oldular.
Onları bu açıdan tebrik ediyorum.
BURSASPORLU FUTBOLCULARIN PERFORMANSLARI...
Biraz da futbolcuların saha içi performanslarına bakalım.
Bursaspor’da ise kaleci Kerem Matışlı ve Taha Batuhan
Yayıkcı dışında savunmada ayakta kalan yoktu.
Genç Kerem farkı önleyen kurtarışlar yaptı.
Alperen Babacan, ileri geri gidip-gelebilen bir kanat adamı
değil. Ofansif yönü kuvvetli değil.
Ertuğrul Ersoy da bana göre bu maçta biraz dağıldı, zorlandı.
Sefa Narin, bir ön libero olarak oyunun ne defansif ne
ofansif yönünde etkili olamadı.
Tayfun Aydoğan orta alanda ayakta kalan isimdi ama talihsiz
sakatlığı sonucu sedyeyle oyunu terk etti. Umarım önemli bir sakatlığı yoktur.
Tunahan Ergül’ü, henüz bu takıma pozitif katkı sağlayacak
düzeyde görmedim. Sahada çok yavaş ve silik kaldı.
Sertaç Çam, aşırı stresli. Bir an önce skora etki edecek gol ve asist gibi işler yapmak istiyor ama nafile… Bu psikolojiden çıkması lazım… Çok verimsiz ve faydasız. Bu haliyle formayı daha fazla elinde tutamaz bana göre.
Hamza Gür, çok daha dinamik ve enerji katacaktır. Belki
Sertaç’a da bu iyi gelir.
Barış Gök, belirli bir çizgisi var kolay kolay çok altına
düşmüyor. Takımın çalışkan isimlerinden… Ancak sonuca etki etmek başka bir şey.
İlhan Depe, hastalıktan çıkıp formasını aldı ancak Isparta
maçında O’nun tecrübesi fark yaratmalıydı.
Emrehan Gedikli, o fiziğine rağmen etkisiz. Hava topları
yok, çok ağır. Topu tutup takımı sete yerleştiremiyor. Adam eksiltemiyor.
Varlığının bir artısı olmadı kısacası.
MUSA ÇAĞIRAN'I ARADI GÖZLER
Muhammet Demir, kendi isteğiyle maça girdikten sonra, Muhammet Zeki Dursun, Hakkı Türker, Hamza Gür oyuna dahil olunca Bursaspor’a bir hareketlilik geldi.
Ancak son anlardaki kaos futbolu, doldur boşalt skor
getirmedi. Bu anlarda futbol veya top şansı da Bursaspor’un yanında değildi.
Musa Çağıran’ın deneyimi o anlarda iş yapabilir miydi?
Olabilirdi.
Ancak Adem Çağlayan, kötü geçen bir ilk yarının ardından
ikinci yarıya değişiklik yapmadan başladı ve Musa’yı da oyuna dahil etmedi.
Olabilir.
Bursaspor’un teknik patronu O ve kararlarına saygı
duyacağız.
Ancak kararlarının sonuçlarını eleştirebilir veya
övebiliriz.
Bu maçtaki gerek öncesinde kurguladığı taktiksel strateji
gerekse sonradan aldığı kararlar olumlu sonuç vermedi.
İYİ ONYA, MÜCADELE ET KAYBET, ÜZÜLMEYİZ
Futbolun içinde böyle maçlar vardır.
Bazen çok isterseniz, çok şey yaparsınız ama işler
istediğiniz gibi gitmez. Çok mücadele edersiniz, çok iyi oynarsınız ama
kaybedersiniz.
Bursaspor açısından Isparta maçı böyle bir maç değildi. İyi
oynamadı takım. Rakip daha iyiydi. Hak ederek kazandı.
Bir şey söyleyeyim mi, bu maçı 42 bin kişi önünde Bursaspor’a
karşı değil de başka bir takıma karşı oynasalardı en az 3-4 gol atarlardı.
BU MAÇ ADEM ÇAĞLAYAN'(A BAZI EKSİ YAZDI
Bu maç Adem Çağlayan’a eksi yazar, yazdı.
Bundan sonraki birkaç maçta oyun olarak gösterilen
performans ve alınan skorlar daha hayatiyet kazandı.
Evet ama enseyi çok karatmaya da gerek yok.
Üç puan kaybedildi, namağlup unvanı bitti. Liderlikten
olduk ama daha lig uzun bir maraton ve bu maç Bursaspor’u Süper Lig Yürüyüşünden
durduracak değil.
Gerekli dersleri alıp, daha güçlü bir şekilde bu yürüyüşe devam edeceğiz.
Yorumlar